cevizlilokum
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

Hz. İbrahim

Aşağa gitmek

Hz. İbrahim Empty Hz. İbrahim

Mesaj  bursi Paz Nis. 20, 2008 9:32 am

Yahudilik, Hıristiyanlık ve İslâm tarafından en büyük ata ve temel referans noktası kabul edilen Hz. İbrahim'le ilgili Tevrat'ta ve genel olarak yahudi dinî literatüründe ayrıca hıristiyan kültürü ile Kur'ân-ı Kerîm ve sonraki İslâmî literatürde diğer birçok peygambere nisbetle daha geniş mâlumat bulunmaktadır. Bilhassa yahudi ve İslâm kaynaklarında Hz. İbrahim hakkında tevhid inancını yerleştirmek üzere gösterdiği faaliyetler merkeze alınarak bilgi verilmiştir.

Tevrat'a göre İbrahim'in adı önce "ulu ata" mânasında Abram iken daha sonra "milletlerin babası" anlamında Abraham'a dönüşmüştür. Kur'an'da İbrahim ismi altmış dokuz yerde geçmektedir.

Hz. İbrahim, Kur'ân-ı Kerîm'de kendisinden en çok söz edilen ulu'l-azm peygamberlerden biridir. Ancak Kur'an peygamberlere ilişkin açıklamalarında takip ettiği, muhataplarının dinî ve ahlâkî yönden aydınlanmasını ve ders almasını amaçlayan genel yöntemine uygun olarak İbrahim'den bahsederken de Tevrat'ta olduğu gibi kronolojik akışa göre bilgi vermek yerine çeşitli sûrelerde münasebet düştükçe onun genel inanç tarihindeki yerini, öğretisinin ana hatlarını ve özelliklerini, tebliğ faaliyetleri ve yöntemlerini, kişiliğinin dinî, ahlâkî, içtimaî ve ailevî boyutlarını tanıtmış, bu konularla ilgisi ölçüsünde hayatından da bazı kesitler vermiştir.

Hz. İbrahim, peygamber olarak seçilip kavmine gönderildiğinde önce babasına hak dini tebliğ etmişse de babası onu kovmakla tehdit etmiştir. İbrahim daha sonra kavmini de dine davet etmiş, ancak olumlu sonuç alamamıştır. Kur'an'da Hz. İbrahim'in babası için Allah'tan af dilediği, fakat bu dileğinin kabul edilmediği belirtilmektedir.

Kur'an'ın özellikle ikinci ve üçüncü Mekke dönemine ait sûrelerinde İbrahim'in, babasının ve kavminin taptığı putlara karşı mücadele ettiği ve bir tek Tanrı inancını savunduğu; gök cisimlerine ve bunların sembolleri olan putlara tapmanın mânâsız olduğunu, hiç kimseye fayda veya zarar vermesi mümkün olmayan bu cisimlere tapmaktan vazgeçmeleri gerektiğini söylediği ifade edilir.

Hz. İbrahim'in putları kırması ve bu yüzden putperestlerce ateşe atılmasına rağmen ateşin kendisini yakmaması, onun tevhid mücadelesinin güzel bir hâtırası olarak Kur'an'da ve bazı ayrıntılarla birlikte diğer kaynaklarda yer alır.

Kitâb-ı Mukaddeste olduğu gibi İslâmî kaynaklara göre de Hz. İbrahim eşi Sâre, yeğeni Lût ve diğer adamlarıyla birlikte Nemrûd'un ülkesini terkederek önce Harran'da, ardından Ürdün'de bir süre kalmış, oradan Mısır'a gitmiş, daha sonra Filistin diyarına dönmüştür.

Hz. İbrahim, kavminden ayrılıp hicret ettikten sonra yaşı bir hayli ilerlemiş olduğu ve hiç çocuğu bulunmadığı için Allah'tan sâlih bir evlât ister; kendisine akıllı (halim) bir çocuk müjdelenir. Hz. İbrahim'in ilk çocuğu hem Tevrat'a hem de Kur'an'a göre İsmail'dir.

Hâcer'i kendi rızâsı ile İbrahim'e veren Sâre'nin İsmail'in doğması üzerine kıskançlığa kapılıp onlarla bir arada yaşamak istemediğini İslâmî kaynaklar da kaydeder. Fakat götürüldükleri yerle bu sırada İsmail'in kaç yaşında olduğu gibi konularda önemli farklılıklar vardır. İslâmî kaynaklara göre Allah İbrahim'den, Hâcer ile İsmail'i Mekke'nin bulunduğu yere götürmesini ister.

İshak'ın kurban edilmesine dair Tevrat'ta geçen olay (Tekvîn, 22), İshak adı zikredilmeden bazı farklılıklarla Kur'an'da ve diğer İslâmî kaynaklarda da yer almaktadır. Buna göre Hâcer ile İsmail'i Mekke'nin bulunduğu yere bırakan ve kendisi Filistin'de yaşayan Hz. İbrahim, ilk çocuğu koşar çağa gelince onu kurban etmekle imtihan edilir. Hz. İbrahim bu imtihanı başarır ve mükâfat olarak geriden gelecekler arasında ismi ebedîleştirilir (es-Sâffât 37/101-112).

Hz. İbrahim zaman zaman Mekke'deki Hâcer'i ve İsmail'i ziyaret eder. Bazı rivayetlere göre İbrahim Filistin'den Mekke'ye üç defa gitmiştir. İlk seyahatini Allah'ın buyruğu üzerine burakla yapmış, Cebrail'in kendisine yol gösterdiği bu yolculukta iki yaşındaki oğlu İsmail'i önüne, Hâcer'i terkisine bindirerek onları bugünkü Beytullah'ın bulunduğu yere bırakmıştır. Ailesini ziyaret için Mekke'ye ikinci defa gittiğinde Hâcer'in vefat ettiğini öğrenmiş, İsmail'i de görememiştir. Kabe'nin temellerinin yükseltilmesi emrini aldığında üçüncü defa Mekke'ye giden İbrahim, oğlu İsmail ile birlikte Beytülharâm'ı bina etmiş ve haccı ilân etmekle görevlendirilmiştir.

Kur'ân-ı Kerîm'de Hz. İbrahim'in nerede ve nasıl vefat ettiği bildirilmemektedir. Ancak diğer İslâmî kaynaklara göre vefat ettiğinde 200 veya 175 yaşında olan İbrahim'in naaşı Hebron'da Sâre'nin yanına defnedilir.

Hadislerde ve tarih kitaplarında Hz. İbrahim'in orta boylu, elâ gözlü, güzel ve güler yüzlü, açık alınlı, ayak izlerine varıncaya kadar şekil ve şemailce Hz. Muhammed'e en çok benzeyen insan olduğu nakledilmektedir. Ayrıca onun Kûsâ'da Süryânîce konuştuğu, Harran'dan yola çıkarak Fırat'ı geçtiğinde dilinin de İbrânîce'ye dönüştüğü, tirit yemeğini ilk defa onun yaptığı, "ebü'l-adyâf" (misafirler babası) diye anıldığı, 120 yaşında kendi kendini sünnet ettiği, 300 kölesini serbest bıraktığı, onların da müslüman olduğu nakledilmektedir.

Kur'ân-ı Kerîm'de Hz. İbrahim'in şahsiyet özellikleri, manevî ve ahlâkî nitelikleri hakkında geniş bilgi verilmektedir. Buna göre İbrahim Nuh'un milletindendir (es-Sâffât 37/83), inananların babası (el-Hac 22/78), Allah'ın dostudur(en-Nisâ4/125). Kendisine göklerin ve yerin melekûtü gösterilmiş (el-En'âm 6/75), rabbinin emrettiği yere hicret etmiştir (el-Ankebût 29/26; es-Sâffât 37/99). Onun soyuna da peygamberlik ve kitap verilmiştir (en-Nisâ 4/54; el-Hadîd 57/26). Allah tarafından birtakım kelimelerle sınanan İbrahim imtihandan başarıyla çıkmış, bu sayede insanlara önder (imam) yapılmıştır (el-Bakara 2/124). Hz. İbrahim soyundan da önderler yapması için Allah'a niyazda bulunmuş, fakat ilâhî ahdin zalimleri kapsamadığı bildirilmiştir (el-Bakara 2/124). Bu âyet, Allah tarafından insanların önderi kılınan İbrahim'in soyundan gelmeleri sebebiyle "Allah'ın seçilmiş halkı" olduklarına inanan İsrâiloğulları'nın bu iddialarının geçersiz sayıldığını göstermektedir.

Beytullah'ın bulunduğu Mekke için dua eden Hz. İbrahim Mekke'nin emin bir şehir olmasını dilemiş (el-Bakara 2/126; İbrâhîm 14/35), bölgeyi "haram" (kutsal) ilân ederek orada kan dökülmesini ve dışarıda caiz olan diğer bazı işlerin yapılmasını yasaklamıştır. Kendi zürriyetinden Allah'a itaat eden bir ümmet çıkarmasını, onlara peygamber göndermesini niyaz etmiştir (el-Bakara 2/126-129; İbrâhîm 14/35, 40). İbrahim ve oğlu İsmail'in dualarında yer alan bu peygamber onların soyundan gelen Hz. Muhammed'dir. Nitekim İsmail'in neslinden daha başka peygamber de gelmemiştir. "Ben babam İbrahim'in duası, kardeşim îsâ'nın müjdesi ve annemin rüyasıyım" hadisi de buna işaret etmektedir. Hz. İbrahim'in bu duasına şükran nişanesi olmak üzere müslümanlara namazlarda "sallı ve bârik" dualarını okumaları öğütlenmiştir.

Kur'an'da İbrahim, İsmail, İshak, Ya'küb ve esbâtın yahudi veya hıristiyan oldukları şeklinde yahudi ve hiristiyanlarca ileri sürülen iddia reddedilmekte (el-Bakara 2/135, 140), buna delil olmak üzere Tevrat ve İncil'in ondan sonra indirildiği hatırlatılmakta (Âl-i İmrân 3/65), "Yahudi yahut hıristiyan olun ki doğru yolu bulasınız" diyen yahudi ve hıristiyanlara karşı müslümanlardan, "Hayır, biz Hanîf olan İbrahim'in dinine uyarız; o müşriklerden değildi" (el-Bakara 2/135) demeleri isten mektedir. Öte yandan Arap müşrikleri de İbrahim'in soyundan gelmek ve onun bina ettiği Kabe'yi koruma işini üstlenmiş olmaktan onur duyarlardı. Ancak Kur'an onlara da Hz. İbrahim'in asla müşriklerden olmadığını, Allah'ı bir tanıyan dosdoğru bir müslüman olduğunu hatırlatır (Âl-i İmrân 3/ 67).

Kur'an'da, geçmiş peygamberler içinde özellikle İbrahim'in öğretisine kalıcı bir değer yüklendiği görülür. Nitekim İslâm Peygamberi'ne, "Doğru yola yönelerek İbrahim'in dinine uy" diye emredilmiş (Âl-i İmrân 3/95; en-Nahl 16/123), Allah'ın onu doğru yola, gerçek dine, hakka yönelen ve puta tapanlardan olmayan İbrahim'in dinine ilettiği belirtilmiştir. Rasûl-i Ekrem de, "Ben müsamahalı ve kolay olan Hanîflik'le gönderildim" şeklindeki açıklamasıyla aynı gerçeği dile getirmiştir. İbrahim dünyada seçkin kılınmış olanlardan, kendisine güzellik verilenlerden, âhirette de sâlihlerdendir; Hakk'a yönelen, Allah'a itaat eden bir önderdir.


Prof. Dr. Ömer Faruk Harman
bursi
bursi
Genel Bakan

Mesaj Sayısı : 286
Kayıt tarihi : 20/03/08

https://cevizlilokum.yetkin-forum.com

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

Sayfa başına dön


 
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz