NECATİ'NİN BİR GÜNÜ

[NECATİBEY]

BÖLÜM 1
MUZ KARDEŞLİĞİ

Yıllardan bir gün uzun vadilerin sarp yamaçlarında Necati seyahat ediyormuş. Asıl amacı nehrin kenarındaki küçük kasabadaki annesinin evine varmaktı. Necati otuzbeş yaşında, bekar, genç bir delikanlıydı. Annesiyle yaşıyordu. Bu kör talihinden kurtulmak için her gün Tanrı’ya dua ediyordu. Dağın yamacındaki dar patikaya vardığında mutluluk içinde piknik eden bir aileyle karşılaşmış. Ve muza ihtiyaç duyduğu zamanlardan biriymiş. Hemen yaklaşmış aileye, demiş ki:
- Bana muz lazım, muz!
Ailenin reisi cevap vermiş:
- Ne yapacaksın muzu birader?
Necati eklemiş:
- Muz krizim tuttu!
Ailenin reisi gidip at arabasından MUZ getirmiş. Necati muzu alıp yoluna devam etmiş.


BÖLÜM 2
MUSLUKÇUNUN YARDIM ELİ



Çok geçmeden kasabaya varmıştı. Ama gidilecek daha çok yolu vardı. Akşam ezanı okunmadan eve varabilmesi için taksi çağırmaya karar verdi.
Taksiye binerek selamını verdi:
- Selamın aleyküm!
Taksici de cevap verdi:
- Aleyküm kemküm.
Taksiciden yükselen kahkahalar Necati’yi çok sinirlendirdi ve hemen bir sigara yaktı Necati.
Bu durumu gören taksici küçük dağları yaratmışçasına, “Burası dumansız hava sahası, söndür şu sigarayı!” dedi.
Bunu duyan Necati şöförle pazarlık yapmaya kalktı. Ama cevap belliydi. Taksici gür bir sesle “Sağ-
Lığın pazarlığı olmaz!” diyerek bağırdı.
Necati taksici karşısında küçük düşmüştü. Necati’nin suratı kızarmaya başladı. Necati taksicinin kendisine bu şekilde bağırmasını kaldıramazdı. Necati taksiciye düello teklif edecekti, ve sinirli bir şekilde sorusunu sordu:
- Taksici olmuşsun ama, adam olamamışsın. Erkeksen durdur arabayı, çıkalım dövüşelim.
Taksici bu teklif karşısında hayrete düşmüştü. Çünkü taksici gençliğinde birçok dövüşe katılmıştı, ve tecrübeliydi. Taksici cevabını verdi:
- Benim için fark etmez, nasılsa dövüşçü birisiyim ve kaslara sahibim. Korkması gereken biri varsa sensin ulan!
Taksici, taksiyi müsait bir yerde durdurdu. Ve ikisi öfkeyle taksiden indi.
Taksici ve Necati'nin birbirlerine bakarak küfürler savurduğunu duyan meraklı kalabalık etraflarını çevirmeye başlamıştı bile. Kalabalıktan manalı manasız sesler yükselmeye başlamıştı Aralarında bahse girenler dahi vardı. Herkes taksiciyi favori gösteriyordu. Ama Necati’nin bildiği bir şey vardı. Her zaman favoriler kazanmazdı. Bunu oynadığı at yarışlarından biliyordu.
Necati küçük yaşlardan itibaren babasından dayak yiyen birisiydi. Babası sadece iki yıl önce vefat etmişti. Yani yediği dayakların etkisi hala vardı. Bu da demek oluyordu ki darbelere dayanıklıydı. Kalabalık git gide sabırsızlanıyordu. İki dövüşçü köşelerine çekilmiş kendilerini dövüşe konsantre ediyorlardı. Ve dövüş meydanına çıktılar. Artık dövüş başlamıştı. Taksiciden ardı ardına darbeler geliyordu. Buna rağmen Necati kendini sıkarak dayanmaya çalışıyordu. Açıkçası işler Necati için pek de yolunda gitmiyordu. Necati yerdeydi. Necati annesini düşünerek güç topluyordu. Ve ayağa kalkarak gökyüzüne haykırdı:
- Yiyeceğim ulan seni taksici!
Taksici ürkmüştü. Necati rakibinden psikolojik olarak daha üstündü. Darbeleri indirme sırası Necati'deydi. Taksicinin ağzından kanlar fışkırıyordu. Taksiciye bahis oynayanlar telaş içindeydi.
Necati yumrukları indirdikten sonra aklına Rocky gelmişti.
Kalabalık içinden serseri bir tip büyük bahis oynadığı taksiciye bir levye vermişti. Kalabalığa bir korku hakim olmuştu. Çünkü levyeyle cinayet işlenebilirdi. Daha sonra kalabalığın içinden elinde
musluk takımıyla bir muslukçu çıkagelmişti. Muslukçu Necati’yi daha önceden tanıyordu. Necati o-
na zamanında bir muz vermiş ve karnını doyurmuştu. Muslukçu bu iyiliği tabi ki karşılıksız bırakma-
yacaktı. Dövüş tüm hızıyla devam ediyordu. Necati taksici üstüne geldiğinde kaçıyordu. Çünkü taksicinin elinde levye vardı ve bu levyeyle dehşet saçmaya hazırdı. Necati geri çekilirken bir anda yere düşmüştü ve cebinden bir muz kabuğu yere düşmüştü. Muslukçu muz kabuğunu gördü. Taksici levyeyle Necati yerdeyken onu avlayacaktı. Ama Necati atik davrandı ve kurtuldu. Muslukçu koşarak muz kabuğunu aldı ve taksicinin ayağının altına attı. Taksici kafa üstü düşmüştü. Kalabalıktan muslukçuya küfürler yağıyordu. Taksicinin kafasında bir kanama başlamıştı. Necati hileli de olsa dövüşü kazanmıştı. Kalabalık şaşkınlık içindeydi. Necati zafer şarkıları söylüyordu.
Necati koşarak muslukçunun kucağına atlayacaktı. Necati koştu ve tam muslukçunun kucağına atladığında muslukçu dengesini kaybedip düşmüştü. Ama Necati çok kötü bir şekilde yere çakılmıştı. Ve Necati baygın bir şekilde yerdeydi. Ambulansla hastaneye götürülürken ölüm haberi ailesine gitmişti. Necati artık bir ölüydü.

[bursi]

..gerçekten hazin bir hikaye..trajikomik de denebilir..paylaşım için teşekkürler NECATİBEY..